Madde kullanım bozukluğu halk arasında madde bağımlılığı olarak da bilinen, son yıllar da aileleri ve uzmanları en çok zorlayan konulardan biridir. Peki nedir bu madde kullanım bozukluğu, birlikte inceleyelim.
Madde kullanımı uçma, gevşeme, rahatlama hissi ile başlamaktadır. Başlangıçta kullanana keyif verse dahi ilerleyen süreçte ne yazık ki hayatını esir almaktadır. İlk deneyimde beynin ödül merkezini aktive etmektedir. Kişi madde kullandığında iyi hissettiği için keyifle kullanmaya devam etmektedir. Ta ki artık tolerans geliştirene kadar. Tolerans geliştirmek; vücudun artık maddeye alışması, ilk başlarda yaşadığı hazzı keyfi yaşayamamasıdır. Kişi artık keyif almasa dahi yoksunluk hissettiği için kullanmaya devam etmektedir. Bağımlılık süreci kısaca bu şekilde gelişmektedir ve ben bağımlı olmam diyeni bile esir alabilmektedir. Maddeyi deneyen herkes birer bağımlı adayıdır.
Yapılan araştırmalara göre, tedavi sonucunda başarı oranının %2 olduğu saptanmıştır. Yani bir madde bağımlısının kurtulması imkansız değildir fakat olasılığı oldukça düşüktür. Her ne kadar başlangıç yaşı olarak ergenlik dönemi düşünülse de ne yazık ki madde bağımlılığının başlangıç yaşı 10’lara kadar düşmüştür. İlk madde kullanımının en büyük sebebinin ise arkadaş çevresi ve meraktan kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Peki tedavi yanıtının büyük oranda olumsuz sonuçlandığı ve kullanım yaşının bu denli düştüğü madde bağımlılığının önüne geçmek için neler yapılmalıdır? Bu noktada ebeveynlere büyük görevler düşmektedir. Şimdi çocukları küçük bir örnek üzerinden ele alalım. Eğer bir kağıdı avucunuzun içinde sıkarsanız ne olur? O kağıt buruşur. Ya da bir kağıdı elinizden bırakırsanız ne olur? O kağıt savrularak yere düşer. Peki kağıdı ucundan tutarsanız ne olur? Kağıt, buruşmadan kalır ve kağıdı nereye koyacağınıza siz yön verebilirsiniz. Çocukta böyledir. Sadece bir ucundan tutup yön vermeniz yeterlidir.
Değerlendirmeler sonucu ebeveynlerin görevlerinden bir kaçına dikkat çekmek istiyorum.
Çocuğunuz ile kaliteli vakit geçirin, onu dinleyin. Unutmayın ebeveyne bağlanma ve güven duygusu çocukluk döneminde gelişir.
Çocuğunuzu işinizin, arkadaşlarınızın, akrabalarınızın gerisinde bırakmayın. Sınırları siz belirleyin.
Çocukları uyuşturucuya, alkole, silaha, kavgaya özendiren dizilere maruz bırakmayın. Çok izlemek istiyorsanız o yokken izleyin.
Çocuğunuzun arkadaşları ile tanışın. Arkadaşlarının aileleri ile tanışın. Aile profili size çocuğunuzun arkadaşı hakkında da bilgi verecektir. Duruma göre yönlendirme yapın.
Çocuğunuzun hedef oluşturmasını sağlayın. Kaliteli hedefler oluşturması için onu teşvik edin.
Çocuğunuz size madde ile ilgili bir soru sorarsa maddenin ne olduğundan, bağımlılığa sebep olduğundan ve kişinin hayatını esir aldığından bahsedin. Geçiştirmeyin.
Bunların hepsini yaptım, fakat çocuğum madde kullanıyor diyenleriniz olacaktır belki. O noktada şunu düşünmek gerekiyor, her bireyin bağımlılık eğilimi farklıdır. 3 çocuğunuz vardır hepsine aynı yaklaşmışsınızdır fakat 1 tanesi madde deneyimi sonucu bağımlılık geliştirmiştir. İşte bu noktada biyolojik faktörler işin içine girebilmektedir. Dediğim gibi sevgili ebeveynler, üstünüze düşen görevleri yapın. Hatırlamakta fayda var; çocuğunuza yön vermek büyük ölçüde sizin elinizde.
Psikolog Özlem KEKLİK