Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu’nda 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerinde konuştu.
Ekonomiyle ilgili eleştirilerini dile getiren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Eğer faizi Türkiye Cumhuriyeti devleti hazinesinden daha düşüğünü alıyorsa bize güvenin boyutunu düşüneceksiniz. İzmir Belediyesi uluslararası piyasalardan daha düşük faizle para buluyorsa, bize olan güveni düşüneceksiniz. Türkiye büyük ülkedir, bütün sorunları aşabilecek kadrolara da sahiptir, yetkinliğe de sahiptir. Alınterinden, emekten, işçiden, çiftçiden yana olacağız. Pazar artıklarından, çöp konteynırından beslenen ailelerin ayıbını kaldırmak Allah’ın izniyle bize nasip olacak. İlk seçimlerde demokrasiyi, adaleti, liyakatı getireceğiz. Alın terinin ne kadar değerli olduğunu bütün dünyaya anlatacağız. İlk seçimleri Türkiye Cumhuriyeti devletini Londra’daki tefecilerden kurtaracağız.
“BENİM ADAY OLUP OLMAYACAĞIMI KİM SÖYLEDİ?”
AK Parti sıralarından “Aday mısınız, aday olun” şeklindeki laf atılmasına karşılık Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:
Hangi noktaya geldiniz? Benim aday olup olamayacağımı size kim söyledi? Ben tek adam rejimi istemiyorum. Ben ülkesinde esnafın ensesinde boza pişiren bir yönetim istemiyorum. Ben parlamentor, demokratik, halkçı sistem istiyorum. Ben her kuruşun hesabını bir siyaset anlayışı istiyorum. Tehdit edildiğim zaman mal varlığımla aramazsanız, incelemezseniz şerefsizsiniz diyen bir siyaseti istiyorum. Ben siyaseti zenginleşme aracı olarak gören bir kültürden gelmiyorum. Halka ve hakka hizmet eden bir anlayıştan geliyorum.
“ONLAR GÜNÜN 24 SAATİ ÇALIŞTILAR”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kovid-19’la mücadeleye ilişkin, “Doktorların, sağlık çalışanlarının başarısını kendinize mal etmeyin. Onlar kim ne derse desin bu ülkenin aydınlık insanlarıdır. Onlar günün 24 saatinde çalıştılar.” dedi.
Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu’nda 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerinde konuştu.
“Kovid-19 salgınından ve başarıdan söz edildiğini” söyleyen Kılıçdaroğlu, “Başarı kime ait? Sağlıkçılara. Sağlıkçılar kim? Cumhuriyet’in yetiştirdiği, en başarılı öğrencilerin gittiği tıp fakültelerinden mezun olanlar. Başarı var. 24 saat çalıştılar. Çocuklarını bile görmediler, ailelerine bile rahatlıkla gidip görüşemediler, konuşamadılar. Sağlıkçıların başarısını hep beraber alkışladık. Onlar başarılıydı.” diye konuştu.
“Sağlıkçıların önüne hastaları gönderen, önlemi almayan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yanlış, eksik bilgileri verenin kim olduğunu” soran Kılıçdaroğlu, “Defalarca söyledim, saygın bir devlet vatandaşına yalan söylemez. Doğru bilgiler vermediniz. Israr ettiler. Türk Tabipleri Birliği söyledi, ‘ölümler daha fazla.’ Türk Tabipleri Birliği’ni neredeyse linç edecektiniz. Ne oldu, kim doğruyu söyledi? Türk Tabipleri Birliği.” ifadelerini kullandı.
Salgını önlemek için önlem almanın siyaset kurumunun, hastayı iyileştirmenin de sağlık kurumunun görevi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sağlık kurumunun üzerine düşeni yaptığını, siyaset kurumunun serbest bıraktığını savundu.
“Neden önlem almadınız, hangi gerekçeyle mitingler düzenlediniz, hangi haklı gerekçeyle Avrupa’da birinci olduk?” sorularını yönelten Kılıçdaroğlu, “Doktorların, sağlık çalışanlarının başarısını kendinize mal etmeyin. Onlar kim ne derse desin bu ülkenin aydınlık insanlarıdır. Onlar günün 24 saatinde çalıştılar.” dedi.
Kılıçdaroğlu, sağlıkçıların hiçbirinin AK Parti’li olmadığını, tamamının devlet memuru olduğunu belirterek, “Sağlıkçıların içinde her partiye oy veren insanımız var. Yapmamız gereken bütün sağlıkçıları alkışlamaktır. 24 saat çalıştılar.” diye konuştu.
“GERÇEĞİ GÖRMEK İSTEMİYORSUNUZ”
“Siyaset kurumu olarak sağlıkçılara birer aylık maaş ikramiye verelim.” önerisinde bulunduklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, ancak sağlıkçılara birer maaş ikramiye verilmediğini ifade etti.
Bir yoğun bakım hemşiresi ve sağlık çalışanlarıyla video konferans yöntemiyle konuştuğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Yoğun bakım hemşiresinin geçen ay banka hesabına yatan para kaç lira biliyor musunuz? 7 lira. Bu kadar adaletsizliğin acaba farkında mısınız? Vicdani kanaatinizi ölçün, bir yoğun bakım hemşiresiyle konuşun. Bu bile yapılmadı. Üzgünüm, gerçeği görmek istemiyorsunuz. Acı ama gerçek bu.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin dünyada en kötü yönetilen 4. ülke olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, “Ben demiyorum, bütün dünya söylüyor. Siyaset kurumu, siz önlem aldınız da biz karşı mı çıktık? Kovid-19 olayı çıktığında iktidarı 1,5-2 ay asla eleştirmedik. Nelerin yapılması gerekiyorsa tek tek onları saydık. Çünkü sorun parti sorunu değil; sorun Türkiye sorunu, sorun dünyanın sorunu.” değerlendirmelerinde bulundu.
“SORUNU YAŞAYANI DİNLEMEDİNİZ”
Kovid-19 dolayısıyla hükümetin stratejisini eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Stratejinin şöyle olması lazım; sağlık dolayısıyla salgını önleyecek önlemler alınacak. Ekonomik sorun çıkacak, ekonomik sorunu giderecek önlemler alınacak. İşsizlik sorunu çıkacak, işsizliği önleyecek önlemler alınacak. Bu stratejiyi uyguladılar mı? Uygulamadılar. Yol da gösterdik. Dedik ki bakın, bunu öğrenmek istiyorsanız Ekonomik Sosyal Konseyi toplayın. O insanların her biri bu sorunla karşılaştılar. Onlardan sorunu ve çözümü de dinleyin. Sonra siyaset kurumu olarak siz yaparsınız veya yapmazsınız. Ama sorunu yaşayanı bir dinleyin. Dinlemediniz.
TOBB’un başkanını, bilmem neyin başkanını çağırdınız. Doktoru var mı? Yok. Çiftçisi var mı? Yok. Esnafı var mı? Yok. Peki bu sorun nasıl çözülecek? ‘156 ülkeye yardım yaptık.’ ‘9’u uluslararası kuruluşa yardım sağladık.’ Allah aşkına kendinize şu soruyu sormadınız mı? İktidar 5 maskeyi dağıtmak için aylarca kendi içinde tartıştı. Biz de dağıtmak istedik. ‘Vay CHP’li belediyeler nasıl dağıtır, engel olalım.’ Siz Kovid’le mücadele edeceğinize CHP’li belediyelerle mücadele etmeye başladınız. Akıl alacak şey değil. Kaldı ki CHP’li belediyeler sadece CHP’lilere yardım yapsa ben de kızarım, sizin de kızma hakkınız var. ‘Herkese eşit davranacaksınız.’ Bunu söyledik.”