Allah’ın bize emanet ettiği, mahşer gününde dile gelip bize hesap soracak kalpleri tertemiz sevgi ve saflıktan oluşan bütün hayvanlarımıza ithafen..
Bir ütopya düşünün. Hiç kimseye bir kötülük yapmadığınız halde durduk yere tekmelendiğinizi, işkence gördüğünüzü, aç bırakıldığınızı düşünün. Yaşadığımız bu gezegende “insan” denen kavram o kadar bencil ki muhtaç olduğu bütün doğa güzelliklerine, hayvanlara, nefes alan her bir organizmaya hükmediyormuşcasına davranmaktan bir türlü yorulmadı.
Allah bizi öyle büyük bir farkla diğer canlılardan ayrı tutmuş ki bize akıl, fikir sahibi etmiş. Ancak bizler bu aklı, fikri bir türlü hayvanlarımıza iyi davranmaya kullanamadık. Sokakta başlarına ne geleceğinden bir haber insan gibi bir parazitle her gün savaşıyorlar. Bize verilen bu aklı soğukta neye ihtiyaç duyarlar, sıcakta ne isterler gibi sorularda bir türlü kullanamadık. Size zarar vermezler. Siz kışkırtmadıkça sizi incitip canınızı acıtmazlar. Sizin arkanızdan kuyunuzu kazıp, laf taşımazlar. Sadece sizi severler. Bizler “sevgi” kavramını bilmediğimiz, yüreğimize oturtamadığımız için bunun ne demek olduğunu anlayamıyor olmamız çok normal. Ama sahip olduğumuz aklımızda sevgi kavramını da yüreğimize yerleştirebiliriz. Bunu yapabiliriz çünkü benim hala umudum var. Kötülüğün sona ereceğine, sevginin, saygının daha baskın bir dünya düzeni olacağına inancım var. İster bana iyimser diyin, isterse ahmak. İnandıkça bu dünyada hem masum hayvanlarımızın yüreklerindeki iyiliği göreceğimize, hem de kendi aramızda gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya haline geleceğine inanıyorum.
Yaşadığımız yüzyılın ve bundan önceki yüzyılların yıpratması dolayısıyla insanlık belki de daha güzel bir dünya yaratabileceğine olan inancını yitirmiş olabilir. Ama sevgi denen duygu, saygı denen kavram yaşanılan onca kötülüğe ağır basacak inançlar. İnancınızı yitirmeyin, yaşayan her canlıya saygı duyun. Size zarar veren, vermeyen her türlü nefes alan canlıya sevginizin, insanlığınızın daha ağır basacağı bir dünyada yaşamak dileğiyle…