Geçmişe bakıyorum, çok çok geçmişe… Büyükbabalarımızın, babaannelerimizin yaşadığı aşklara bakıyorum. Ne kadar sade, ne kadar içten ve ne kadar saf değil mi ? Şimdi bir de yaşadığımız döneme bakalım. Sevmek, aşık olmak ne kadar çok zehirli bir hale geldi. Aldatmak, ihanetin her türlüsü ne kadar normalleşti. Aklım almıyor. Aklımın almasını ve bu düşünceyi içime sindirmekte istemiyorum. Neden böyleyiz ? Aşık olmak gibi güzel bir hazzı nasıl bu kadar basitleştirebildik? Gerçekten aklım almıyor.
Yanlış çağda yaşamanın stresi içerisindeyim. Eskiden kadınlar sevdikleri erkekleri camların önünde beklerlermiş, önlerine mendil atıp onlara olan ilgisini belli ederlermiş. Olaya bakın. Klişe dediğinizi duyar gibiyim ama günümüzdeki klişelerden çok daha güzel olduğu konusunda hemfikir olmak isterim. Şimdi ise “aşık olduğumuzu” sanıp nelere kapılıyoruz. Neler yapıyor, karşılık bulamayınca mental sağlığımızı nasıl yok ediyoruz. Bence aşık olmak acı çekmek değil, tam aksine o duygunun verdiği adrenalinle heyecanlı olabilmektir. Karşılık alamasak bile, duygularımıza karşı taraftan cevap gelmese bile platonik bir şekilde aşkı yaşamaktan bahsetmiyorum. Bir erkek veya bir kadın sevginize, aşkınıza karşılık vermiyorsa bu ne onun suçu, ne de sizin. Bu durumda kendinize olan sevginiz ile, kendinize verdiğiniz değerle bu duygudan olabildiğince mental problem yaşamadan uzaklaşmanız sizin için en iyisi olacaktır. Eğer uzaklaşmayı, bırakmayı beceremiyorsak o hissiyat zehirli bir hale gelip kavram anlamından tamamen çıkıp size zarar vermeye başlayacaktır. Bunları sanki çok kolaymış gibi anlatıp yazıyorum fakat benim de zor atlattığım çok fazla anılar, olaylar yaşandı. Şu an hala nefes alabiliyorsam, şu an hala gülebiliyorsam bu kendime verdiğim değerdir. Bunun yanında bir kişi sizin duygularınıza karşılık veremiyor diye kendinizi suçlamayın. Etrafınıza bir bakın, sizi seven önce aileniz, sonra da dostlarınızı mutlaka yanınızda görüceksinizdir. Bunları hissedemiyorsanız aynadaki yansımanız size en iyi dost, sırdaş olacaktır.
Kendinizi sevin, kendinize değer verin. Zehirli olan bütün insanları ve duyguları hayatınızdan çıkarın. Çıkarın ki geleceğiniz daha parlak, daha berrak olsun. Sevin, sevmekten korkmayın. Yitiremediğimiz ve hala pisletmeyi beceremediğimiz aşkı şansınız varken, nefes alıyorken yaşayın.
